31 Aralık 2007 Pazartesi

Bir yıl daha sona ererken...


Bugun 2007 yılının son gunu. Saat 8:00'den beri yatakta donuyorum, uyku tutmadı. Aslında yeni yıl yazısı yazmak pek istemiyordum, zaten her yer bu yazılardan geçilmiyor ama yatağımda laptopum kucağımda yazıyı yazarken buldum kendimi.




Aralık ayının basından beri tuketim çılgınlığını ateslemek için empoze edilen yapay sevinç dalgası bugun son bulacak. Ben de bu dalgaya ara sıra kendimi kaptırsam da, aslında hüzünlü bir durum bu yeni yıla girmek. Çogu insanı olduğu gibi beni de bir muhasebe yapma durumu sarıyor yılın bu zamanlarında. Nasıl bir yıl geçirdim, neleri gerçekleştirebildim, nelere uzuldum, nelere sevindim.. Benim yılım pek verimli değildi, belki son 3 ay biraz durumu kurtarır gibi olsa da pek çok konuda yine yerimde saydım, sebepler çeşitli, onlara burada girmek gereksiz. Siz iyi bir yıl geçirip, yapmak istediklerinizi gerçekleştirdiyseniz ne mutlu size.

Aslında bir yıl daha yaşlanmanın neresi kutlanılabilir? Bedenimiz, ruhumuz biraz daha o kaçınılmaz sona yaklaşırken nasıl bu kadar mutlu olabiliyoruz. Ve ben neden bu kadar iç karartıcı seyler yazıyorum ? :)

Dışarda parıldayan bir gunes var, bununla başlayıp belki de elimizde olanlara sukredip, bu yıldan ders alıp, 2008'e yepyeni baslangıçlar yapmak en iyisi. Ben akşam evimde sakin bir yılbası kutlaması geçireceğim sevdiklerimle, siz de sevdiklerinizle, sizi mutlu eden insanlarla olun. Alkolu çok kacırıp, yerlerde surunmeyin, hatırlanası bir gece geçirmeye çalışın :)


Burada bu yazıya son vermem, deminden beri bir fransız tostu ( bugun bir değişiklik istedi sanırım) isteğiyle guruldayan karnımı da dusunmem gerekiyor. Yarın yeni bir gun, yeni bir baslangıç demek bu vesileyle hepinize stil dolu, mutlu bir yıl diliyorum.

29 Aralık 2007 Cumartesi

Outlet kabusu ek resimleri



Bu blogun bir alt yapı çalışmasına ihtiyacı var, boyle ayrı ayrı post etmek olmuyor canım :))

Armani - Gucci Outlet kabusu




Ailenizin cadısı yine tatil gunu falan dinlemedi, yemedi içmedi haber askı ile sizin için olay yerinde durumu yasadı hatta fotograf bile cekti :) Bilindiği ( veya bilinmediği uzere) Garanti Bankası'ndan Bonus Card sahiplerine dun gelen mesaj ve emaillerde 29-30 Aralık gunleri saat 09:00-21:00 arası Ortaklar Garanti Subesi ustu, Dogus Han'da %90'a varan indirimlerle Emporio Armani ve Gucci outlet satısının olacagı duyurulmuştu. Outlet satışları tabiki sevdiğimiz bir şeydi kim daha az paraya tasarımcı ürünlerine sahip olmak istemezdi ki. Bizde bu heyecanlı habere istinaden cumartesi planımızı buna göre sekillendirip, kahvaltı sonrası, kimlere sunuldugunu merak ettiğimiz bu fırsatı değerlendirmeye karar verdik.


Saat 12:00 gibi hedefe vardıgımızda, devlet binaları gibi eski pusku bu binanın 7. katına çıkmadan, elinde torbalarla çıkısa seğirten insanları gorunce, alınacak bir şeyler bulacağımız için sevindik. Asansörden indiğimizde sonu asansorun onunde biten kuyruktan bu haberin her hangi bir fark gozetilmeden herkese gonderilmiş oldugunu anladık. Buraya kadar gelmişken içeriye bakmadan gitmek saçma olacağından ve her guzel seye ulaşmanın bir zorluğu oldugu gerçeğinden yola çıkarak beklemeye karar verdik, sırada her ceşitte insan vardı, hatta bebeğiyle gelip şimdiden hayatın gerçekleriyle tanıştıran insanlar bile :). Biz bebeğin ağlamaması için dua ederken, içerden çıkan insanların bazılarının yorumlarını da dinledik, içeride zaten az olan cantaların çoktan bittiği, nerdeyse hiç kalmadığı, pahalı urunlerin yine pahalı oldugu ama erkekler için daha fazla seçenek bulundugu haberi verildi. Neyse ,herkes bu gerçekleri kendi gozleriyle gormeden ordan gitmeyecekti, içerden çıkan insanlar olduğu gibi, aşağıdan da insanlar gelmeye devam ediyordu ve gelen yeni insanlar nedense sıranın sonu yerine asansorden çıktıkları yerden sıraya girmeyi tercih ediyorlardı, ben yine cadılığımı yapıp bazılarına çıkışsam da çok uğraşmadım. Oradaki bekleme yerinin darlığı sebebiyle bunun onleminin insanları asağıdan yukarı çıkartmayarak, daha duzgun bir organizasyonla sağlanabileceğini ve ellerinde o kadar geniş yerler varken neden burda yapıldığını dusunurken, Doğus'un buna pek kafa yormadığı kanaatine vardık. Aslında bu satısın Doğus grubu çalışanları için oldugunu ama bu yıl ilk kez halka açıldığını öğrendiğimizde, zaten iyi urunlerin onlar tarafından secilmis olacagı gerçeğinden emin olduk.


Yaklaşık 20 dakikalık bir bekleyiş surecinden sonra içeriye girmek nasip oldu, hemen dağılıp etrafta ne var bir goz gezdirdik. 1 kata yayılmış, 5-6 odadan olusan bu yer giyinme odalarının olması, giysilerin asıldığı askıların yerlere monte edilmiş olması sebebiyle muhtemelen bir show room olarak kullanıldığı dusuncesini aklımıza getirdi. Neyse, içersi tabiki pazar/savas alanı gibiydi, söylenildiği gibi fiyatları 1500-2000 tl arasında olan ,3-5 adet pek te matah olmayan çanta ( en pahalısı 07 yaz sezonundan kalma) , 1 adet yine 07 yaz sezonundan kalma fuşya uzeri gumus plakalar bulunan clutch %50 indirimle 800 tl idi. Ayakkabıda Emporio Armani'de daha fazla seçenek kalmıştı fiyatları 150-350 tl arasında değişen, duz ve topuklu sandaletler alınabilir gorunuyordu. Hatta ben de resmini gorduğunuz , gri, rugan beyaz ve siyahı bulunan burnu ve topuğu açık, onunde tokaları olanları almaya yeltendim. Gucci'de ayakkabı cesidi olarak daha başarılı modeller vardı ama fiyatları 300-500 tl arasında değişmekteydi , gelin gorun ki çogunun numarası zaten çoktan bitmişti. Armani ve Gucci dışında Alaia, Sergio Rossi, Jimmy Choo ve Informal'ın bazı urunlerine rastladım modellerin coğu 90 lardan kalmış gibiydi, 150 tl ye bronz rengi Alaia altı kalın tabanlı sandalet buldum numarama uygun ( duz olsa çok daha alınır olurdu) ama almadım, 75 tl ye yine Alaia nın kanvas babetlerini bulmak mumkundu ama 35-36 gibi çok kucuk numaralar kalmıştı.

Hazır giyim bazında bazı secenekler olmasına rağmen yine modellerin coğu eski ve fahiş fiyatlıydı özellikle yeni sezon urunlerinin fiyatları 1500 tl leri buluyordu, konfeksiyon bolumunden de bana bir fayda olmadı. Yine ayakkabı bolumune gittiğimde 2 kadının 1 çift ayakkabının her bir tekini ellerine almış kavga ettiklerini gordum, kimse denediğini yerine koymadığı için ayakkabıların teklerini bulmak çok zor bir işti, hatta bir ara tum kadınları Armani ayakkabı reyonunun dışına çıkartıp, orayı bir duzene koymaya çalıştılar ( resim mevcut) ben gri sandaletlerin numarama uygun olanını buldum ama siyah ruganları daha bir çekiciydi, onları bulamadım. Gri almaya karar verip, her marka için ayrı kasa kuyrugu olduğunu farkedip ( Alaia için kuyruk yoktu mesela) Armani ve Gucci kuyrugunun odalar boyunca devam ettiğini gorduğumde tum cumartesimi orda geçirmeye ve almak istediğim ayakkabıların da bu kadar eziyet cekmeye değmeyeceğini dusunerek bıraktım.


Erkekler içinde durum kadınlardan farksızdı, pek secenek yoktu, olanlar eski veya fahiş fiyatlıydı, 300 tl'ye klasik Gucci ayakkabılar, 80-100 tl'ye Armani jeanler vardı, Armani'de sadece acaip plaj terlikleri kalmıştı.


Sonuç olarak bu atağımız hayal kırıklığı ile son buldu, bir daha olası bir outlet satısında aç bilaç kahvaltı etmeden sabahın körunde sıraya girmeye veya geceden kamp kurmaya karar verdik :p. Hevesimi ve paramı Beymen'in kış indirimine harcamanın ürünlerin daha guncel olması sebebiyle daha isabetli bir seçim olacağı, insanların çogunun bir şey almış olmak için o kadar eziyet çektiği, bugun geç saatlerde ve yarın gelenlerin oraya bir hiç uğruna gideceği dusunceleri kafamda cirit atarken bu Medya Markt misali yerden ayrıldık.


27 Aralık 2007 Perşembe

Bugun ne giydim?



Havalar soguk ama gunesli, benim kıyafetimse havaya inat gri :) Buyrun bakalım:
  • Gap gri gomlek elbise
  • Zara kaşmir hırka
  • Calzedonia gri opak çorap
  • Diesel pembe-gri ayakkabı

Uzuntu insanı ne hale getiriyor


Gazetelerin dedikodu sutunlarını biraz okuyorsanız Sinem Bayer ismi size yabancı gelmeyecektir, gerci gelse bile onemi yoktur. Bu bayan!( bayan lafını sevmiyoruz biliyorum keh keh) evliligiyle ilgili yasadıgı sorunlar sebebiyle bu aralar magazin basınının malzemelerinden biridir. Beni de ilgilendirmeyen bu konu bizim blogumuz dısındadır, bizi ilgilendiren yonu yanda resmini gordugunuz durumla alakalıdır(Daha net goruntu icin en asagıdaki link tıklanmalıdır). Goruldugu uzere ozel hayatıyla ilgili uzuntusu bu kiside giyim kusam zevki, goz zevki, farkında olmak.... hiç bişi bırakmamıs hepsini tahrip etmistir. Kıyafetin ustunu olusturan beyaz gomlek, siyah etek ( sanırım) ikilisi kalk gidelim derken, alttaki pembe kısa UGG botlar, otur ne isin var demektedir. Ust kısmı bir sekilde duz siyah stiletto veya biraz renk katmak istiyorsa kırmızı, kobalt mavi gibi renkli stilettolarla tamamlayıp durumu kurtarabilecekken, ben image maker olacagım o zaman aykırı ve yaratıcı olmalıyım diyerek pembe botlarıyla bize unutulmaz bir gorsel solen!! yasatmıstır. Sayın Bayer, bundan sonra bu giydirme isini ( her yapacak isi olmayan sosyetik guzelin aklına gelen ilk meslek bildiginiz uzere, moda tasarımı veya image maker'lıktır) meslek olarak yapacağını buyurmus ilk kurban olarak kendisine Yonca Evcimik'i secmiştir. Evcimik'in giydiği kalpak, elbise ve pembe UGG botlardan anlasılan bu isin sonunun pek de hayırlı olmayacagıdır, kendisi basında yer alan bu resimle bence potansiyel musterilerini de omur boyu kaybetmistir :) Duygusal boslukta olan Sinem Hanım'a kendisine gelip, bu olaya hic baslamamasını, fazla enerjisini pilates, yoga,thai chi .. vs gibi sporlara yonlendirmesini tavsiye edip, hepimizi olası bunun gibi goruntulerden kurtarmayı hedefliyorum.

26 Aralık 2007 Çarşamba

Seytan detaylarda gizlidir


Gormemisin elbisesi olmus, her turlu fotografını cekmiş hahaha, saka bir yana kocaman pembe sevimli dugmesi ve as seen on Sienna Miller etiketi ayrı bir fotografı hakediyor.

Bugun ne giydim?


Bu aralar etek, elbise tutkum agır basıyor, hava soguk olsa da giymekten kendimi alamıyorum. Arka fon pek hos olmamış kabul ediyorum ama onemli olan benim secimlerim :) :




  • Zara siyah hırka


  • H&M yanları cepli mini elbise


  • Calzedonia siyah opak corap


  • Zara babet


  • Agatha marka gumus melek detaylı kolye Barcelona'dan

25 Aralık 2007 Salı

Nursace'den tekzip var :p

Cuma gunu Sabah gazetesini gorunce kahkahalarıma hakim olamadım, sanki pazar vırvırları baslıklı yazımda Nursace ile yazdıgım yazıya onlardan tekzip gelmiş gibiydi, ben hala 94 yılında Gianni Versace'nin onderliginde, Cindy Crawford, Naomi Campbell,Claudia Schiffer, Linda Evangelista'nın ve Versace moda evinin en şaşalı doneminde ben Versace'nin V sini duymamıstım lafını pek inandırıcı bulmuyorum, karar sizin.
http://arsiv.sabah.com.tr/2007/12/21/haber,327A4B6E9C6D46989E15D787E659714F.html

24 Aralık 2007 Pazartesi

Ve macera devam ediyor :)




Devam filmleri gibi oldu :)) su 2 resmi de eklemek istiyorum. Resimlerden biri Kurt Geiger botlarımın yakın cekimi, diğeri de icinden cıkmak istemedigim taksi :)

Londra maceralarım





Biliyorum yazamadım, nerdeyse 1 hafta oldu doneli, bayram, tatil, rehavet.. ne derseniz o iste bir turlu olmadı. Çok az kaldım hic bir seye yetmedi ama benim sehre asık olmama yetti de arttı. İlk kez gittigim bu ulke ve sehirden bu kadar etkilenecegimi tahmin etmiyordum ama her şey o kadar cabuk oldu ki :)

Westbourne Terrace denilen Hyde Park'ın kuzeyinde, sehrin en elit semtlerinden birinde, 19. yuzyılın ortalarında yapılmış çok guzel bir butik otelde kaldım. Sehir stili (Metrosundan, market tabelalarına kadar her seyin bir tarzı var), sokakları, temizligi, duzeni, taksileri( Siz hiç Chanel taksiye bindiniz mi? Ben bindim, benim gibi bir moda manyagı için unutulmaz bir deneyimdi), yeme-içme durumları, insanları, imkanları, gece hayatı ve farklılıklarıyla beni cok mutlu etti, is sebebiyle gittigimden oncelikli olarak isimi bitirmem gerekiyordu sonra ver elini Oxford Street, Carnaby Street, Regent Street, Knightsbridge, Trafalgar Square .. vs vs. Guya sokak modası cekecektim ve dukkanları, Rellik gibi Kate Moss'un favorisi olan vintage dukkanlarına gidecektim, hatta Nothing Hill'de cumartesileri kurulan Portobello Market'a, ama hem Christmas curcunası, hem vakit azlıgı biraz da fotograf makinesinin gazabıyla gerceklestiremedim tum bunları, uzgunum.


Nerden baslamalı; insanlar, sıcak, kibar, cogu stil sahibi, 15-25 yas arası genc kadın nufusunda İstanbul'da da oldugu gibi UGG bot patlaması gozlemledim. Ben de yaklasık 4 sene once aldıgım kum rengi, rengi ( sand) artık kirlilikten gorunmez market alısverisi gibi gunluk işlerde giydiğim ve zamanında çok sevdiğim bu dunyanın en rahat botlarının burası gibi soguk ve cok dolasmanız gereken sehirler icin optimum sehir ayakkabısı oldugu gercegine bir kez daha inandım, ben ilk aldıgımda insanlar uzaylı gormus gibi bakıyordu, artık Tr'de bu yıl itibarıyla resmi olarak satısa baslanması bu bakısları sona erdirdi allahtan. Neyse Londra'ya donelim, insanlar canları ne isterse onu giyiyorlar havanın sogukluguna inat ve kimseyi yadırgamadan, bir daha donup bakmadan, artık zaten yaz-kıs kavramı kalmadı onemli olan sizin kendinizi nasıl iyi hissettiğiniz, kısa kollu paltolarla gezenler mi istersiniz, yazlık elbise altına corapsız babet giyenler mi, her seyi gordum ve kesinlikle yadırgamadım, gerçi burda olsa kıza bak yazlık elbise giymis, donacak gibi serzenislerde bulunan cok olur, gorus farkı iste.



Alısveris konusuna gelince, her konuda o kadar çok seceneginiz var ki, birbirinden bagımsız ve her butceye gore, bu saydıgım caddeler oyle bizim Abdi İpekci gibi falan hemen bitmiyor, cok uzunlar her birinde bir gun gecirebilirsiniz tum magazalara girmek isterseniz, sıkı bir kondisyon lazım, hava buz ( hatta mevsimin ilk karını gördum) ama kimsenin umurunda değil, tabi benim de :) Reiss, Uniqlo, Primark, Topshop, Office, H&M .. gibi cogu İngiliz markası sundukları cesitlilik ve uygun fiyatlarıyla butceye gore yasayanlar için birebir. Bunların hepsi ayrı Topshop ayrı, kesinlikle ayrı bi yazı konusu, sadece bu magaza da her seyi didikleyecek olursanız çok rahat bir gunu tamamlarsınız. 5 katlı kocaman bir mağaza dusunun, insanlar holiday season sebebiyle açılıs saatinden once kapıda kuyruklar olusturmaya baslamış, sadece kendi markaları değil, Mina, Nine West, Ugg, Faith.. gibi baska markaları da iceren, isterseniz manikur yaptırabileceğiniz, isterseniz bacaklarınızda derman kalmadıgı zaman "Eat" adlı cafe de ( Burda Maslak'ta var sanırım) bişiler atıştırıp soluklanabilceğiniz, katların ucu bucagı gorunmeyen kocaman bir yer. Bir Kate Moss koleksiyonu var ki burdaki magazaların nerdeyse 1 katı kadar :) . Benim Londra'da hissettiğim genel duygu, (arkadasımın da oyle, sanırım burayla ilgili genel bir ruh hali) o kadar cok secenek ve az zaman arasında sıkısıp, araba farı gormus tavsan gibi donup kalmak, ne alacagınızı bilememek, buradan sadece Sienna Miller'ın uzerinde gorulen ( etiketinde bile Bayan Miller uzerinde gorulmustur diyor, biliyorum cok sığım :)) Mina adlı markaya ait kısa bir elbise aldım ki zaten dilek listemde bir suredir vardı, Burberry benzeri zımba detaylı ayakkabılara ne yazık ki rastlayamadım. Bunların dısında Harvey Nicks, Harrods, Selfridges tavaf edildi tabiki, her yer o kadar kalabalık ve senlikliydi ki :) Pret a Mange de hayatımın en guzel sandviçlerinden birini yedim, Eat gibi Pret a Mange Londra'nın pek cok yerinde bulunan, salata, sandviç, meyve.. gibi sunumu ve kendisi leziz atıstırmalıkların tadına bakabileceginiz bir yer. Muji herkesin vuruldugu tarz sahibi bir uzak dogu ( Japon) dukkanı, ilginç hediyelikler, guzel kokulu sabunlar, cesitli ev tekstili ve esyaları, satan çok seker bir yer, mutlaka ugranmalı. ( Mandarin kokulu kalıp sabun ve likit el sabunu alındı, muhtesem) . Benefit ( http://www.benefitcosmetics.com/), uzun suredir bir kac urununu makyaj cantama katmak istedigim, rastlayınca çok sevinip alısveris yaptıgım, urun sunumları ile beni benden alan bir kozmetik markası. Bir de sonunda bir bootie ( bilekte biten ayakkabı-bot arası ) alabildim keyfime ve parama uygun Kurt Geiger marka, pek mutluyum.


Seyahatimle ilgili yazacagım bisiler daha mutlaka vardır, simdilik aklıma gelenler bunlar, zaten zamanım yok çıkmalıyım. Benim size ve tabi kendime tavsiyem, yılın bu Christmas zamanlarından uzak bir zamanda gidip her seyin tadına vararak gezmek( Muzikaller, muzeler, Busaba' da... dahil), karmasa bazen sizi hedefinizden saptırabiliyor ayrıca hayatımda gormedigim kadar eziyetli bir donus yolculugu yaptım, bu da bu seyahatin eksisi olmakla beraber, o kadar memnun kaldım ki sozunu bile etmeye degmez. En kısa zamanda, en az 5 gun kalmak suretiyle Londra'ya gitmek 2008 yılı hedeflerim arasına yazıldı.

Bugun ne giydim?


Aslında bunu bugun giymedim, sizi kandırmak gibi olmasın :) Bazen fotografları cekiyorum ama yazmaya vaktim olmuyor, ekte gecen hafta sıradan bir gunde giydigim, biraz da sıradan bir kıyafet var :
  • Zara kırmızı hırka

  • Topshop beyaz t-shirt

  • Moto koyu gri dar jean

  • Siyah botlar

  • H&M gumus zincir kolye

Fotografın kalitesi için ozur diliyorum, her sey kırmızı gezegen filminden bir sahneymis gibi cıkıyor, zira flasın yanmasını saglayamıyorum :( Poz da sadece kıyafetin tumu hakkında bilgi sahibi olabilmeniz icin idare ediverin :)

15 Aralık 2007 Cumartesi

İstikamet Londra !

Hersey o kadar son anda oldu ki, vizemi bile dun aldım. Birazdan Londra'ya ucuyorum ama keyiften de ucuyorum :) Hic beklenmedik bir anda ortaya cıkan bu fırsata cok sevindim. 3 hafta once giden arkadasım o kadar begendi ki sehri ve o kadar uzuldu ki hic bir seye yetmemesine kaldıgı zamanın, ben de cok istemistim. Zamanım az, ondan bile az, yapmak gormek istedigim cok sey var, oldugu kadar artık . Donunce artık anlatıcam her seyi size, simdilik gorusmek uzere diyorum, yetismem gereken bir ucak var :)

10 Aralık 2007 Pazartesi

Pazar vırvırları


Dun Cevahir Alısveris Merkezine gidip biraz zaman gecirelim, etrafa bir bakalım dedik. Bayram, yılbası, haftasonu birlesince adım atacak yer yoktu desem abartmıs olmam. Topshop, Miss Selfridge, River Island.. gibi magazalar allı, pullu pek bir ozelligi olmayan yılbası koleksiyonlarını gorucuye çıkartmıslardı. Ben gecen hafta yazdıgım Burberry ayakkabı yazısından sonra Topshop ayakkabı reyonuna gidip, bu ayakkabıya baktım, kendisini goremedim, belki Nisantası magazasında sansımı denemeliyim. (Bu arada o yazıda belirttigim benim numaram olan 2 adet Burberry ayakkabı, ebay'de acık arttırmanın sonunda 520 ve 590 usd ye yeni sahiplerinin oldular, magaza fiyatının 940 usd oldugu dusunulurse kar bile etmis sayılırlar, sanslı kızlar :)) Bahsettigim magazalardan 1-2 parca, Nine West'ten yılan derisi baskılı portfoy gibi parcaları indirimde yakalamak umuduyla gozume kestirdim. Bilindigi uzere yılbasından sonra ocak ayı icersinde pek cok magaza indirime giriyor, bu urunleri simdi alıp indirimde yarı fiyatına gormek hepimiz icin can sıkıcı olur, en iyisi biraz beklemek. Zara'ya da bir goz attık genel olarak koleksiyonda bir Burberry etkisini, ayakkabılarda Prada ve Chanel etkisini farketmemek elde degildi, begendigim cok bir sey de olmadı, yalnız fotografta gordugunuz uzeri zımba detaylı siyah rugan babetleri, hem trende hem de butceme uygunlugu sebebiyle aldım. Bu zımba detaylı babetler ortaokul- lise yıllarında uzeri barıs ısareti ile ıslenmıs zımbalı oxford ayakkabılarımı hatırlatıp beni gulumsetti. Zara'nın karsısına acılan Mango'yu da ziyaret ettim, sonuc olumsuzdu.


Yemek katının altında bulunan ayakkabı magazalarına soyle bir goz atarken Nursace adlı magazanın vitrininde biraz zaman harcayalım dedik, cunku gecen hafta itibari ile Milliyet gazetesi Cumhurbaskanının esinin ayakkabılarının kırmızı tabanlarına kanarak ayakkabı dunyasının en onemli markalarından olan Christian Louboutin marka ayakkabı giydigini yazmış bu ayakkabıların daha sonra Nursace adlı markaya ait oldugu ortaya cıkmıstı. Nursace ( Nurettin Sabri Celik(ti sanırım) kelimelerinin ilk 2 harfi alınarak olusturulmus, Versace'ye olan sasırtıcı benzerligiyle yaratıcılıgı takdir edilesi ) vitrini knock off denilen Louboutin, Marc Jacobs modellerinden asırma ( hatta birebir kopya ) ayakkabılarla dolu idi. Agzımız acık bu ayakkabılara bakarken, firmanın sahibine Ahmet Vardar soruyor tadında hesap sorup kendimizi biraz eglendirdik: Bak simdi Nurettin kardesim, Sabri de var ama ben sana Nurettin demeyi tercih ediyorum (ac parantez sevgiliye tesekkur opucugu kapa parantez ), marka adın zaten Versace'den arak, ayakkabılar Louboutin ve Marc Jacobs'tan, boyle bir yere varılmaz insanların emeklerine saygı gosterip kendinize has modeller yaratmazsanız oraya gelir kulaklarınızı cekerim :)) Eeeehh neyse, tabi bu taklitciligi yapan bir tek onlar degil, sadece gundemde oldugu icin onları yazdım, esinlenme olabilir,yoksa taklitcilige tumden karsıyım, kızım sana soyluyorum gelinim sen anla hesabı :)

Cevahir Alışveriş merkezinde otopark eziyeti

Bugunku diger yazımda belirttigim gibi dun zamanımızın bir kısmını Cevahir Alısveris Merkezin'nde gecirdik. Bayram, yeni yıl, haftasonu faktorleri birlesince ziyaretci sayısı pek fazlaydı buna karsılık otopark ucreti odemeye gittiginizde karsılastıgınız manzara icler acısıydı. Alt katta otopark odeme noktasında (koskoca alısveris merkezinde otoparka inmeden sadece tek bir nokta var) yaslı bir amca onunde birikmis uzuuun kalabalıga tek basına yetmeye calısıyordu ama ne yaparsa yapsın elinizde paketlerle, yorgun argın ayakta en az 15-20 dakika beklemeniz gerektigi gercegini degistiremiyordu. Her gun bir suru alısveris merkezinin acıldıgı ulkemizde maharetin en buyugunu yapmak değil, hizmette fark yaratmak oldugunu anlayamayan, otoparkı 5tl ucretli olan ve bu kadar unsurun bir araya gelmesiyle tabiki yuksek bir ziyaretci yuzdesiyle karsılasılacagını dusunemeyen ya da dusunup umursamayan, en azından hafta sonu otopark ödeme noktasında 2 adet kasiyer calıstırılmasını saglamayıp musterilerin cektigi eziyeti gormezden gelen bu alısveris merkezini cadının kazanının en dibine atıp, bir an once bu zihniyetten kurtulmalarını diliyorum.

6 Aralık 2007 Perşembe

Ah Burberry vah Burberry



Bu aralar takıntılarım yine ayakkabılara yogunlaştı anlamadıgım(!) bir biçimde :) . Bugunku takıntı konumuz Burberry Prorsum zımba/metal detaylı siyah rugan platform ayakkabılar. Bu yaratıklar anne-baba markası olarak bilinen Burberry'nin baş tasarımcısı Christopher Bailey'den sonra ne kadar degistiginin en guzel ornegi, hiç bu markadan s&m tadında bir ayakkabı cıkabileceğini dusunmus muydunuz? Ben dusunmemistim doğrusu, neyse bu bebekler onden capraz zımba detaylı bantları, yaklasık 10cm lik topukları, arkadan fermuarlarıyla 07 Sonbahar koleksiyonunun en populer parcalarından biri olup, icinizdeki rock ruhunu acıga cıkartmak icin birebir. Bu bebekleri daha onceki "pesmelba" baslıklı yazımın konu mankeni ( kendisi aktristir yanlış anlasılmasın) Diane Kruger'ın ayagında, Sienna Miller'da, Burberry'nin podyum ve ilanlarda modelliğini yapan Agyness Deyn'in ( bkz İngiltere'nin en iyi giyinenleri listesi 3 numara ) ayagında gorebileceginiz gibi tam Olsen ikizlerinin kalemi olan bu ayakkabıların, o incecik bileklerini sarmaladıklarını ve tabiki siyah opak corapla kombine ettiklerini gozunuzun onune getirebilirsiniz. Bu kadar populer olan bir ayakkabının, tabi populerligiyle dogru orantılı bir de etiketi var, 940 dolores. Su anda sadece dilek listemde bulunsa da, kaç paraya gidecegini merak ettiğimden ebay'de izlediğim ve 350-380$ arasında seyreden, benim numaramdan 2 adet bulunmakta.

Fiyatı konusunda siz de benim kadar uzuluyorsanız, uzulmeyin, sizin de içinizdeki asi kızı serbest bırakmanız için, moda endustrisi tabi ki bos durmus degil. Aclıgımıza derman olabilecek cevap sokak modasının oncu markalarından Topshop'dan geliyor. 133 $'lık fiyatıyla icimize az da olsa su serpen bu ayakkabıya (2. resim) ulasabilmenin su anda en sağlıklı yolu Türkiye'de koleksiyon secenlerin bu ayakkabıyı buraya getirmesi, sizin ve/veya tanıdıklarınızın yurtdısına gitmenizden geciyor :( .

4 Aralık 2007 Salı

Bugun ne giydim?


Arkadasımdan kucuk bir yardımla, ta taaa!! bugun giydiklerim:


  • Zara siyah, kırmızı,beyaz grafik desenli tunik

  • Tophop siyah skinny jeans

  • Vintage siyah süet kemer (Tesekkurler ebay :))

  • Zara siyah onu fiyonklu babet

  • Topshop siyah canta
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...