Scotland etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Scotland etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ocak 2014 Çarşamba

Summer colors scarf


Günler biraz bulanık, sevgilim seyahatte, özlüyorum.  Bir an İskoçya'ya dönmek iyi gelebilir. ;) Seyahatlerde en sevdiğim şey charity shoplara ( Yardım mağazaları) yani satışın çeşitli organizasyonlara, vakıflara veya amaca yardım etmek için kullanıldığı dükkanlara veya 2. el ve vintage mağazalarına dalmak. Bu atkıyı Stockbridge'deki oyle bir mağazadan aldım. El örmesi, renkleri çok hoşuma gitti ve hem de paramı güzel bir amaca harcadım. Çantam da yine  Edinburgh Stockbridge'de ki ikinci el aksesuarlar satan bir diğer favori mağazam Handbag Heaven Exchange den.

10 Ocak 2014 Cuma

Uçur beni rüzgar


İskoçya rüzgarsız olmaz ama bu sefer biraz dozu kaçmıştı. Özellikle St. Andrews'da sizi istediğiniz yere araçsız götürebilecek bir kıvamdaydı :). Fotoğraflardaki yerinde durmayan parçalardan da bunu anlayacaksınız zaten ;). Bundan sonraki kıyafetimde biraz buna benzeyecek sizi uyarmalyım. Bavul yapmak söz konusu olunca benim için ozellikle hafif, buruşmayan, birbiriyle kombinlenebilen parçalar o yolculukta bana eşlik edebilirler. Bu yolculukta da yine taytlar ve dar pantolonlardan vazgeçmedim. Zaten kış geldi mi, onlar benim bir nevi üniformam sayılırlar. Çekim yaparken bir süre o soğuk rüzgarı yedikten sonra, sonunda doğru yolu kalın beremi takıp, paltomun önünü kapatarak buldum.

I can't think Scotland without the wind however it was a bit too much last time. Especially in St. Andrews you could go from one spot to another with the help of wind, a vehicle was a waste of time :) You will also see that yourself with moving pieces in my outfit. I also should warn you because my next outfit post will also be very much alike to this one. When I pack, I mostly take light, non wrinkly, versatile pieces with me thus I took leggings and skinny pants with me. When winter arrives I call those pieces as my uniform anyway. After resisting the cold, strong wind I found the right way by wearing my thick beanie.

2 Ocak 2014 Perşembe

Running shoes to the rescue



Merhaba ve mutlu yıllar ! :) 20 gündür blog postu yazmayarak, blogumun tarihinde yeni bir rekora imza atmış olabilirim. Bunun 13 gününde İskoçya'da tatildeydim ve laptop başında vakit geçirmek istemedim. Anlaşılır bir sebep sanırım? :) Zaten son iki haftadır ülkenin gündemi, blog postlarından sahneyi çaldığından, yokluğumu farketmemişsinizdir diye umuyorum :).

13 Ağustos 2013 Salı

Her güzel şeyin, bir sonu vardır


Merhabalar! :) Üzerinden bayram tatili geçti, millet üzerine en az 3 kapı daha yaptı, ben hala T in the Park yazıyorum.:)  Neyse geç olsun, güç olmasın işte kapanış postuyla İskoçya'ya veda hemen aşağıdaki satırlarda.



Pazar günü erken kalkıp kimsecikler uyanmamışken duşumuzu alıyoruz, gözüme kestirdiğim kozamsı şeyler de boş. En iyisi mi, ben istediğim fotoyu çektireyim diyorum.


Kahvaltıdan sonra biraz kulübelerimizin önüne takılıyoruz, Duygu komşuların sandalyesinde güneşin keyfine varıyor, hava konusunda şans yine bize gülüyor .

29 Temmuz 2013 Pazartesi

T in The Park'ta doğum günü

Perşembe akşamı 18:00-19:00 gibi varıyoruz T in The Park'ın yapılacağı Balado'ya, Edinburgh'a yaklaşık 30 - 40 dk lık mesafede. Uzaktan bayraklar görünüyor ve heyecan artıyor. Biz Residence denilen bölümde kalıyoruz, işaretleri takip ediyoruz. Otoparkı ayrı ve otopark konaklama alanına çok yakın, ne güzel. Hemen girişimiz ve kaldığımız yeri size bir video ile göstereyim o zaman: 

We arrived T in the Park on thursday evening. It's like 30-40 min. away from Edinburgh. We saw the flags from far which was excited and followed the signs. We stayed at the Residence part which has a seperate parking lot and very close to the car park. Here's our entrance and where we stayed with a video.



26 Temmuz 2013 Cuma

And the girls arrive Scotland

Şimdi tatilin daha da eğlenceli olan bölümüne giriş yapıyoruz. Canlarım Duygu ve Iconjane İskoçya'ya geliyorlar. Onları Edinburgh havaalanında karşılıyorum, sarılıyoruz birbirimize, güzel haber için kutluyorlar beni. :) Şaşırıyorlar beni şortla görünce, hava gerçekten o kadar sıcak mı? Evet gerçekten o kadar sıcak diyorum ve macera başlıyor :).

Now the fun part of holiday starts because my girls Duygu and Iconjane arrived to Edinburgh airport. They congratulated me for the "big news" and surprised to see me in shorts. They asked if it's that hot in Scotland, I said yes it's really hot and we hit the road all together :). 


21 Temmuz 2013 Pazar

Bulunamayan Old Aberdeen

Tarves'daki son günümüzde tavsiye üzerine korunan eski Abeerdeen'e gitmeye karar verdik. Biraz acelemiz olduğundan ve yanlış yola saptığımızdan dolayı orayı hiç göremesek de, Don nehri üzerindeki bu güzel sokak ve köprüyü bulduk. Bugün ne giydim için değerlendirmeye karar vermek en doğru seçimdi.



As we have been advised, we decided finding Old Aberdeen on our last day in Tarves. We were in a hurry a bit and chose the wrong way however we ended up that lovely street and bridge over River Don.  Outfit shooting in that location was a perfect decision.


19 Temmuz 2013 Cuma

Yine yeni yeniden İskoçya

İskoçya'da eğlenceli ama sihirli bir müzikal gibi geçen 10 gün bitti ve salı akşamı gerçekliğe döndük. Yenilerin denendiği, yeni yerlerin keşfedildiği, yeni başlangıçların yapıldığı, kutlamaların eksik olmadığı günleri blogda paylaşma zamanı geldi. Dolu dolu geçen günlerde yüzlerce fotoğraf ve video çektik dolayısı ile beni editlerken uzun saatler, dolayısıyla  sizleri de uzun postlar bekliyor :) 

Our 10 day trip to Edinburgh finished on Tuesday evening and it was like an amusing but magical musical. Tried new stuff, explored new places, started new beginnings and celebrated a lot and it's time to share all of them with you. We took hundreds of photos and videos so long hours for me editing means, long posts for you to read :).


Cumartesi günü Edinburgh bizi 23 decerecelik bir sıcaklıkla karşıladı, 10 günlük evimiz düşündüğümüzden daha sıcak olabilir miydi? Ya da gelecekte burası, gerçekten evimiz olabilir miydi??? ;)

On Saturday, Edinburgh greeted us with 23 degrees of sunny weather so maybe  our 10 day home would be hotter than we tought? Or could it be our real home in the future?? ;) 

21 Ocak 2013 Pazartesi

Edinburgh sevilmez mi?



Karl Lagerfeld  Edinburgh'yı Chanel'in son Metiers d'Art  şovu için boşuna seçmedi. Edinburgh tarihi, aristokrat güzelliği, gotik havası ve daha fazlası ile Chanel'in en görkemli şovuna arka plan olmaktan daha fazlasını vaadediyor.



Benim de şu ana kadar, İskoçya'daki favori şehrim olan Edinburgh'yı son ziyaretimizde, kült film Trainspotting'in yazarı Irvin Welsh'in doğum yeri olan Leith'de kaldık. 96 yılında çekilmiş olan film versiyonunu gördükten sonra Leith uzak durulması gereken bölgelerin başında gelse de, son yıllardaki değişimiyle, o kötü günlerine fazlasıyla uzak görünüyor.Yaklaşık 4 kmlik Leith Walk kozmopolit dükkanlarıyla sizi Edinburgh merkezine getiriyor ve güzel bir yürüyüş parkuru oluşturuyor.

Kahvaltı için tesadüfen bulduğumuz bir Italyan Deli'si olan Gaia'dayız. İsteğinize göre hazırlanan panini sandviçleri kahve eşliğinde hüpletip, yolumuza devam ediyoruz.





Edinburgh'daki yılbaşı marketi her yönüyle Glasgow'a galip geliyor. Şimdiye kadar yediğimiz en güzel tostu burada yiyip ( Listemde Atik büfenin Dr. Osman'ı ikinciliğe düştü :) ), geçen pazar sabahı evde benzerini deniyorum. Sonuç marketteki kadar olmasa da, başarılı. Pırasa, soğan ve sarmısak karışımının olgunlaşmış cheddar peyniriyle uyumu beklenmedik bir birleşme ama çok leziz, yanında hot buttered cranberry punch'la soğuk havada iyi gidiyor. Bu punch denenecekler listesinde yine üst sıralarda yer alıyor, aşağıda yazan malzemeleri kolayca temin edip, siz de deneyebilirsiniz.




Bir stantın dışındaki beyaz kaplanlar, komik bir görüntü oluşturuyor. Acaba şansımızı denesek, bir tanesini eve getirebilir miydik? :)



Buz pisti güzel gözükse de, omzundaki sakatlıktan muzdarip ben için uzaktan bakılması gerekenler listesinden ötesine geçemiyor.

Biraz video cahili olsam da, marketin havasını daha iyi solumanız için bir video bile çektim, buyrun:






Scottish National Gallery tarih ve sanat severlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken noktalardan. Kendi bünyelerindeki eserlerden oluşan koleksiyonun bordo renkli duvarlarla oluşturduğu dünya etkileyici. Sizi başka zamanlara taşıyacak kocaman tablolara, sandıklara ve diğer parçalara kesinlikle zaman ayırın. Bence şehirde ücretsiz yapılabilen ancak değeri paha biçilemez en doyurucu aktivite.

Müzenin bir de geleneksel İskoç yemeklerini sunduğu bir kafesi var. Sevgilim bir İskoç klasiği haggis-neeps and tatties'i tercih ederken, ben kuzuyu tercih ediyorum. Yanındaki salata, patates salatası ve yulaf keki (Oat cake) elmalı taze krema sosuyla beni memnun ediyor.



 Edinburgh'da yine dolaşırken bulduğumuz Lovecrumbs  tadına doyulmaz pastaları ve kekleri bünyesinde barındıran tatlı bir kafe. Yeşil saçlı servis elemanı Adams Ailesi ekstralarından biri gibi, içerinin dekorasyonu ve havası da biraz garip ancak fazlasıyla ilginç ve sevimli.  Muzlu ekmeğim oradaki keklerin en güzeli olmasa da, gül ve kakuleli sıcak çikolata ölünesi. Eski piyanodan masa, giysi dolabından kek standı yapan yaratıcı Lovecrumbs, bence yine Edinburgh'nın  en hip yerlerinden.










Fonda hafiften çalan gayda eşliğinde bir Edinburgh videosuyla bu İskoçya seyahatine noktayı koyuyorum.

Yakında yine burada olacağım, hoşçakalın!




16 Ocak 2013 Çarşamba

Tarves etc.


Dedim ya bu seyahat bitmez diye, yine bir sürü fotoğraftan oluşan 4. bölümle buradayım. Benim için İskoçya bu fotograflar ve daha fazlası demek, doğa demek, yeni tatlar demek, dinlenmek demek, her şeyden uzaklaşmak demek, mutluluk ve huzur demek...

I told you this Scotland trip would never end, and here I am with the 4th installment. For me Scotland is all about these photos and more; nature, trying new food, relaxing, being away from everything, happiness and peace..


Bu pembe kazaktan öyle kolay kurtulacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bir önceki postu okumuş olanlar için tekrar sayılacağından şimdiden özür diliyorum. İşte kendisiyle geçirdiğimiz bir başka günümüz :

If you thought that you would get rid of my pink sweater that easily... think again! Sorry this will be a rerun for the readers of the previous posts but here is another day with it:

Kazak / Sweater: Zara
Pantolon/ Pants: Ksubi
Gömlek/ Shirt: Theory
Botlar/ Boots: Hunter
Palto/ Coat: Vintage
Çanta/ Bag: Longchamp
Şal/ Scarf: Urban Outfitters
Gözlük/ Sunnies: Marni at H&M
Kolye (Yeni) / Necklace(New): Fair Trade




Kolye sevgilimin tatlı annesi tarafından bana hediye edilmiş olup, aşağıdaki çiçekli Hunter'lar  da ona aittir ;)

This necklace is a Christmas gift from my bf's lovely mum and here she is wearing her floral patterned Hunters in the following photo.






Ev yapımı steak pie, karbonhidrata bayılan ben için muhteşem bir yemek.

Home made steak and ale (beer) pie is an excellent dinner for a carbohydrate lover like moi.




Haddo House Parkı dolaşmaktan bıkmayacağım yerlerden biri, yine koşarak gittim, yine çok sevdim. Bir dahaki gidişimde sağlam bir omuza sahip olup, parkı koşarak dolaşmak hedefim.

Haddo House Country Park is a place I'll never get enough of. We went there once again and I fell in love once more. Next time if my shoulder is healthy, running in the park is on my to do list.



Bir Cem Yılmaz sever olarak bu fotonun altına, "ne kadar eğleniyoruz!! " yazmak istiyorum :)


16 gün sonra yılbaşı kıyafeti post etmek ne kadar iyi bir blog yazarı olduğuma dair negatif işaretler gönderse de, fotoğraflara retro bir görünüm vermek belki işe yarar diye umuyorum? 

I know that posting my New Year's Eve outfit after 16 days kinda indicates how poor a blogger I am, but I hope that editing these photos in retro filters helps the situation.

Üst, pantolon ve kolye/Top, pants and necklace: H&M
Botlar/Boots: Kurt Geiger



Ve hiç bir İskoçya seyahati o yağlı fish&chips'i kahverengi sos ve soğan turşusu eşliğinde yemeden bitmez! Ufff!!!

And no Scotland trip ends without eating greasy fish&chips with brown sauce and pickled onions! Yummy!!!

Dizinin son yazısı Edinburgh'la yakında yine burada olacağım.

Next post will be on Edinburgh...hopefully soon!




13 Ocak 2013 Pazar

Collieston ve Cruden Bay


Bir pazar günü öğleden sonrayı Aberdeen'in kuzeyinde bulunan sahil kasabaları Collieston ve Cruden Bay'de geçirdik. İçinize işleyen denizden gelen rüzgar bana İskoçya'da kaldığım sürece en üşüdüğüm saatleri yaşatsa da, gördüklerimle soğugu unutum, bu güzelliklerin tadını çıkarttım. Bu arada benden size küçük bir tavsiye, eğer İskoçya'ya geliyorsanız soğugu, kötü havayı dert etmeyeceksiniz, bunları unutup orada yaşadıklarınıza, gördüklerinize odaklanacaksınız çünkü burada alıştığımız iyi havayı orada bulmak hayli güç. En iyisi ben susayım da, fotoğraflar konuşsun.











Normalde kendi fotoğrafımı bu kadar koymam biliyorsunuz ama bulunduğum yerlerin güzelliği, beni de fotografların içine çekti.






Cruden Bay sahilindeki evler o kadar güzeldi ki, her sabah o manzaraya uyanmanın vereceği mutluluğu düşünmeden edemedik.


Mini mini bir tekne bu Julie!


Kısıtlı bavulumdan çıkanlarla yaptığım bir diğer kıyafet postuyla bu günü  kapatalım:

Kazak/Sweater: Mango
Gömlek/Shirt: Theory
Pantolon/Pants: Zara
Botlar/Boots: KG by Kurt Geiger
Palto/Coat: Vintage
Eldiven/Gloves: Marks&Spencer
Kolye/Necklace:Urban Outfitters
Gözlük/Sunnies: Marni at H&M
Şapka (Yeni) /Hat (New): H&M










Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...